Netflix’in hem genel sıralamasında hem de Netflix Türkiye’de çok fazla konuşulan son dönemlerde top 10 listesinden düşmeyen Tiny Pretty Things dizisine kısa bir bakış atalım.
Dizi 1 sezon ve 10 bölümden oluşuyor. Dizinin her bölüm ortalama 55-58 dakika sürüyor. Amerikan yapımı olan dizinin türü ise dram, gençlik, gizem ve dram olarak geçiyor. Öncelikle dizinin kastı mükemmel bir şekilde seçilmiş. Adeta güzellik yarışmasından fırlamış oyuncular ile çekilen dizi, 14 Aralık’ta Netflix’de yayına girdi. Yayına girmesinden bir süre sonra popülerliği yükselen Tiny Pretty Things Sona Charaipotra ve Dhonielle Clayton’ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Dizinin kısa konusu ise Amerika’nın Chicago şehrinde elit bir bale akademisi olan Archer Bale Okulu’nda eğitim gören genç balerin ve baletlerin çevresinde şekilleniyor. Baleyi seviyor, ilgi duyuyor ya da yapıyorsanız diziyi izlerken çok büyük beklentilere girmemeniz gerekir. Çünkü dizi bale okulunda geçse de inanılmaz bale sahnelerine ya da balenin gerçeklerine çok fazla değinilmiyor. Dizi içerisinde yer alan gençler ortalama 16-17 yaşında. Oyuncular ise ortalama 24-26 yaşlarında fakat izlerken bunu hissetmiyorsunuz. Bale okulunda bulunan öğrenciler farklı bölgelerde ve farklı sosyal ekonomik gruplarda yer alan gençlerden oluşuyor. Öğrencilerin en büyük ortak noktası hepsinin bale aşığı olması. Küçük yaşta başlanması gereken bale için hayallerine ulaşmak için ailelerinden uzakta oldukça disiplinli bir okulda eğitim alan öğrencilerin hayatta dans etmekten başka bir alternatifleri yoktur.
Sosyal Medyada Tepki Çekti
Dizinin bulunduğu alana genel bir bakış attıktan sonra öncelikle dizinin sosyal medyada neden bu kadar gündeme geldiğine değinmek isterim. Bale, tütüler, pembeler gibi görünen ve disiplinli bir okul olarak nitelendirilen okul içerisinde ve dışarısında 16-17 yaşındaki gençlerin bol bol cinsel yaşamına yer verilmesi sosyal medyada tepki alan bir konu oldu. Hem Türk hem de yabancı izleyiciler tarafından bazı sahneleri pornografik derecede açık bulunan dizinin +18 olması ise dikkat çeken diğer bir nokta.
Travmalar ve Kabuslar
Karakterlere de kısa bir değinmek gerekirse genel olarak bale sevdalısı, genç, yakışıklı ve güzel öğrencilerden oluşuyor. Aslında dizide tek bir baş karakterin olduğunu söyleyemem. Dizi içerisinde okul hocaları, öğrenciler, öğrencilerin aileleri ve yan karakterler olmak üzere dört farklı karakter grubu var diyebilirim.
Hikayemiz okulun en gözde dansçısının okul içerisinde verilen gizli bir partide sarhoş olduktan sonra terasta dans ederken binanın tepesinden düşmesi ile başlıyor. Karakterimizin adı ise Cassie. Cassie düşüşü ile birlikte komaya giriyor ve idealist daha önce karısını kaybeden bir polis davanın kapanmasını engellemeye çalışıyor. Diğer bir yandan ise okulun müdiresi Madam ise okulun itibarının zedelenmemesi için olayların üstünü kapatarak daha fazla bu talihsiz olay ile okul adının anılmasını istemiyor fakat okulda yer alan karakterlerden biri Cassie’yi itti. Dizinin açılış sahnesi olan bu sahne sonrasında yaklaşık 8. bölümüne kadar izleyici olarak bizlerde katilin kim olduğunu öğrenmiyoruz.
Dizide en çok dikkat çekici noktalar ise karakterlerin gördükleri rüyalar ve travmaları. Hemen hemen tüm karakterlerin bir travmasının bulunması. Cassie’nin komaya girmesi sonrasında Madam hemen görece daha başarısız bir bale okulundan siyahi ve durumu iyi olmayan bir balerine burs vererek gündemi değiştirmeyi dener. İşte bu noktada diziye Neveah karakteri dahil oluyor. Dizide tanık olduğumuz psikolojik gerilim dolu kabuslara Neveah ile başlıyoruz. Bunun nedeni ise Neveah’ın Cassie’nin yatağında yatması. Kabuslarda genelde balenin küçük yaştan itibaren öğrenciler üzerinde oluşturduğu baskı, hayatlarına başka bir yöne gidememe korkusu, başarısızlık korkusu gibi konulara tanık oluyoruz.
Kısaca Karakterleri Tanıyalım
Cassie, dizide çok az gördüğümüz (kendisi komada) fakat her şeyin başlamasına sebep olan okulun gözde balerini.
Bette, dizinin güzeller güzeli başarılı ve hırslı balerini. Kendisi bale okulunun ikinci balerini (Cassie bir numara). aynı zamanda okulun baş balerini olan Delia’nın kardeşi. Kendisi ablasının gölgesinde büyümüş ve ailesi tarafından ablasına gösterilen ilgiyi görememiş, devamlı olarak ablası ile kıyaslanan bir karakter.
Neveah, okula Cassie’nin kazası sonrasında dahil olan ve okulun siyahi ve sonradan gelen yıldız öğrencisi. Kendisinin standart bir hikayede okula sonradan gelen inanılmaz yetenekli fakat imkanları olmayan bir balerin olması gerekir. Fakat kendisi böyle bir karakter değil. Biraz daha haksızlık, Cassie’nin davasının çözülmesi, okuda yapılan yolsuzluklar gibi politik konular ile karşımıza çıkıyor.
Oren, bale okulunun prensi olarak adlandırılsa da kendisi 10 yaşında Madam tarafından okula alınan ve çocukken aşırı kilolu olan bir balet. Karakterimiz bulimia ile anoreksiya hastası arasında bir karakter. Bana kalırsa bu nokta daha çarpıcı ya da daha iyi işlenebilirdi.
Shane, dizinin biraz daha varotik olarak adlandırılabilecek eşcinsel baleti. Kendisi aynı zamanda Oren’ın oda arkadaşı. Dizi içerisinde arada sıra Oren ile birlikte olan Shane diğer yandan beyaz atlı prensini arıyor. Karakterimiz ne tam bir maskülen ne de tam bir feminen biraz arada kalan bir karakter.
Nabil, tüm bu olaylara neden olan Cassie’nin Fransa’dan gelen müslüman sevgilisi. Kendisi okulun yeni çocuğu bu nedenle çok fazla sevilmeyen ve herkes tarafından (polis dahil) şüpheli olarak görülen karakter.
June, Cassie’nin oda arkadaşı. Annesi tarafından büyük bir baskı gören June çabalarına rağmen okulda arka grup ile dans etmekten kurtulamayan ve solo almakta zorlanan bir karakter.
Ramon, okulun kareografi olan Ramon öğrencilerden yaşça büyük bir konuk öğretmen. Kendisi biraz rahatsız edici hareketlere sahip öğrenciler ile cinsel temastan ve konuşmalardan kaçınmayan bir karakter. aynı zamanda Delia’nın sevgilisi.
Delia, dizi içerisinde büyük rollere sahip olmasa kilit noktalardan biri olan bir karakter. Kendisi Bette’in ablası, akademinin baş dansçısı ve Ramon’un sevgilisi olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm karakterleri kısa kısa anlatırken bile hepsinin baskın rollerinin ve özelliklerinin olduğu görülüyor. Adeta bir “Glee” kastı gibi farklı noktalardan dolayı dışlanan ve psikolojik sorunlar yaşayan gençlerin bir araya geldiği bir okul gibi görünüyor.
Dizi içerisinde en çok beğenilen noktalardan biri dans sahneleri oldukça dikkat çekici ve tatmin edici. Diğer bir yandan oyuncuların çoğunun profesyonel bale kariyeri bulunuyor. Bu nedenle hareketler ve dans sahneleri oldukça estetik ve gerçekçi görünüyordu. Dizinin çekildiği alanlar estetik ve sinematografik açıdan başarılı bulunsada dizinin büyüleyici kostümlere ya da makyajlara sahip olduğu söylenemiyor. Genel olarak tüller, taytlar ve bodyler ile karşımıza çıkan karakterlerin sene sonu gösterilerinin kostümleri bile oldukça sönük. Dizinin hafif bir Black Swan esintisi yok desem yalan olur. Balenin karanlık yüzünün ortaya çıkması, karakterlerin söz konusu bale olduğunda büyük fedakarlıklar yapması ve birbirlerini ezip geçmekten çekinmemelerinin işlendiği dizi ilk bakışta bir teenage dizisi gibi görünüyor. Fakat günümüz Netflix gençlik dizileri arasından biraz daha sıyrılıyor. Dizi içerisinde bir bölümde gördüğünüz arkadaşlık diğer bölümde yıkılabiliyor. Bu nedenle gençler arasındaki hızlı inşaa edilen ve daha da hızla yıkılan arkadaşlıklara gerçekçi bir şekilde değiniyor. Çekimleri, karakterler ve özellikle kullanılan müzikler ile birlikte Tiny Pretty Things tam bir 2000’ler dizi etkisi bırakıyor. Dizinin son bölümünde yaşanan olaylardan sonra ikinci sezonunun gelmemesi Netflix’in izleyicilerine yaptığı çok büyük bir ayıp olur.